Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2025 10:54
Dün akşam saatlerinde Suriye Cumhurbaşkanlığı, SDG’nin Suriye Ordusu’na katıldığını açıkladı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında, Suriye topraklarının birliğini vurgulayan ve bölünmeyi reddeden bir anlaşma imzalandı. Orta Doğu’daki bu önemli gelişmenin detaylarını CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova paylaştı.
Ankara anlaşmaya nasıl bakıyor? Kritik imzaların atılmasından sonra uygulama nasıl olacak? CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova’nın açıklamaları şöyle:
Ankara’nın bu anlaşmaya bakışı olumlu ama bir yandan da uygulamayı görmek istiyor. Bu maddelere baktığınız evet tamam. Ankara’nın savunduğu nokta yer alıyor ama uygulama nasıl olacak bu önemini koruyor. İlk 2 maddeye baktığımızda “Tüm Suriyelilerin temsilde ve siyasi sürece katılımda haklarının güvence altına alınması ve devlet kurumlarının ehliyet ve liyakat esasına göre inşa edilmesi” burada Kürtlere de yönetimde yer verilecek ama bir kota olmayacak edindiğim bildiğim göre. Daha önce SDG’nin talepleri vardı; ‘Şu kadar Kürt bakan olması, yönetimde Kürtlere şu kadar yer verilmesinden bahsediliyordu.” Bu anlaşmaya göre içerikte bir kotanın kabul görmediği ve anlaşma içerisinde yer almadığı ifade ediliyor. Diğer yandan elbette Kürtler de Suriye’deki yeni yönetimde ağırlıklarınca temsil edecekler. Ankara da kapsamlı bir yönetim modelinden bahsediyordu. Bu Kürtler açısından da bir kota sağlanmış olarak görülüyor.
İkinci maddede de vatandaşlık hakkı ile anayasal haklarını güvence altına almasından söz ediliyor. Burada Kürtlerin kültürel her anlamda Suriye’nin yeni anayasasında yer bulacağını anlıyoruz. Bu da SDG kanalı açısından önemli bir pozisyondu. Bu da sağlanmış gibi görünüyor.
EN ÖNEMLİ MADDE
Ateşkesin sağlanması en önemlisi. İstikrarın ve iç huzurun sağlanması daha sonra seçimin gerçekleşmesi açısından önemliydi. Ama en önemlisi 4. madde görünüyor. Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye devleti yönetimine entegre edilmesi. Bu artık orada ayrı bir özerk yönetimin olmayacağına işaret ediyor. İlerleyen aşamalarda da görüyoruz ki iç çatışma ve mücadele anlamında ortak maddeler yer alıyor. Orada Türkiye’nin büyük bir hassasiyetle durduğu terör devleti farklı bir otonom bölgenin bu maddelerle önünün kapandığı yorumları var. Netice itibariyle “Devlet içinde devlet, ordu içinde ordu olmaz’ deniyordu Ankara tarafından.
Artık bölünme arayışları, iç çatışmalara geçit verilmeyeceği, terörle ortak mücadele edilebileceği gibi maddeler bunun önünün tıkandığının göstergesi. Peki şimdi ordu içinde ordu olacak mı? Bu da Ankara için çok önemliydi. YPG’lilerin silahlarını bırakması ve yeni yönetime entegre olmasını istiyordu Ankara.
HAKAN FİDAN’IN SÖZLERİ
Hatta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yaptığı ilk açıklamada beklentilerini şöyle ifade etmişti; Toprak bütünlüğünün korunması, Kuzey Doğu’daki bir takım gaz sahaları, petrol üretimleri, hava limanları, sınır kapıları ve devlet kurumlarına entegre edecek. Kendi yönetimi altına alacak.
Diğer yandan yeni yönetimin bölge için tehdit teşkil edecek yapıda olmaması. Terörizme yer verilmemesi.(DEAŞ ve YPG) Azınlıklara iyi muamele edilmesiyle kapsayıcı bir hükümet kurulması.
Bu şartlarla bu anlaşmaya baktığımız zaman bir çok şey yerine gelmiş gibi duruyor. Uygulama da önemli olacak. Tekrar operasyon düzenlememek için Türkiye YPG’nin ne yapmasını bekliyordu. Bunu da yine Hakan Fidan açıklamıştı. ‘YPG’ye Türkiye, Irak, İran’dan gelen yabancı savaşçıların ayrılması, Suriye’yi terk etmesi. PKK’lı yönetim kadrosunun Suriye’yi terk etmesi. Ki İsimleri liste olarak Türkiye’nin elinde var. Diğer yandan geri kalanların silahlarını bırakarak yeni sisteme entegre olmaları.
ORDU İÇİNDE ORDU OLUR MU?
Şimdi burada acaba ordu içinde ordu olur mu? Bu anlaşmanın kapsamında bu var mı diye bakıldı. Görünen o ki PKK’nın komuta kademesi ve yabancı savaşçılar Suriye’den çıkacak. Bu anlaşmanın kapsamında bunun da olduğu ifade ediliyor. Yeni orduya dahil edilmemeleri üzerinde duruluyordu. Çünkü ileride bir isyan doğabilir. Olası bir iç savaş tetiklenebilir. Aynı endişe Suriye’nin yeni yönetiminde de vardı, sıcak bakılmıyordu. Tam entegrasyon üzerinde durulması ifade ediliyor. Ayrı kalmayacakları belirtiliyor. Anayasal haklar da Kürtlere tanımmış olacak.
MAZLUM ABDİ, ŞAM’A HAVA ARACIYLA ULAŞMIŞ
Benim edindiğim bilgilere göre bir süredir SDG ve yeni Şam yönetimi arasında görüşmeler devam ediyordu. Bu anlaşmaların tarihi aşağı yukarı 20 Şubat gibi hazırlandı deniyor. Ardından Mazlum Abdi dünkü imza öncesinde ABD ile görüştü, CENTCOM komutanıyla bir araya geldi. Onların onayıyla bu anlaşmaya imza attı. Edindiğim bilgilere göre Mazlum Abdi, Şam’a Haseke’den eşlik eden bir hava aracıyla ulaştı. CENTCOM komutanıyla da büyük ihtimalle Haseke’de görüştüğü varsayılıyor.
Yeni Trump dönemi artık Suriye’ye yoğunlaşmak yerini yüzünü Asya-Pasifik’e çevirmiş durumdaydı. Suriye’de uzun zamandır ABD himayesi altındaki YPG’yi sistemine entegre ettikten sonra ABD’nin de askerlerini oradan çekmesi yönündeki beklenti giderek artmıştı. Bu anlaşmayla, arkasında ABD’nin onayıyla anlaşmanın imzalanması artık ABD’nin Suriye’deki askerlerinin orada kalmasının bir anlamı kalmadığı ve belli bir zaman aralığında oradaki askerlerini çekeceğini söylemek mümkün.
İŞİD’LE MÜCADELE
Şimdi YPG’nin varlığının gerekçelerden biri de biliyorsunuz, IŞİD ile mücadeleydi. Oradaki hapishanelerdi. Çok değil, bu hafta sonu beşli bir toplantı yapıldı Ürdün’de, Ve oradan önemli bir karar çıktı, bir bildiri yayınlandı. Bundan sonra oradaki hapishaneleri Suriye hükümeti devralacak, ama diğer ülkeler, komşu ülkeler de buna destek olacak. Bir ortak mücadele merkezi kurulması kararı çıkmıştı. Bu da ya Türkiye’de ya da Ürdün’de olacak. Henüz netleşmedi, görüşmeler devam ediyor.
Ortak Mücadele Merkezi kurulacak. Suriye Hükümeti devralacak elbette oradaki hapishaneleri, Ama Suriye Hükümeti’ne bu devletler destek verecek. Bir ortak mücadele merkezi kurulacak. Dediğim gibi bu ortak mücadele merkezinin de ya Türkiye’de ya Ürdün’de muhtemelen kurulması bekleniyor. Henüz netleşmedi. Teknik görüşmeler devam ediyor. Ama bu hafta sonu atılan bu adım elbette YPG’nin son gerekçesini de ortadan kaldırmış vaziyette.
SURİYE İLE ASKERİ İŞ BİRLİĞİ OLACAK MI?
Şimdi şunu da söyleyeyim, Suriye Milli Ordusu için Türkiye‘den, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden destekli bir eğitim faaliyeti olacak mıdır? İleriki aşamalarda Suriye ile Türkiye arasında askeri işbirliği anlaşmalarının imzalanması da söz konusu olacak. Ve malum son dönemde bir askeri ateşe de atandı oraya. Önümüzdeki haftadan itibaren, bunun da altını çizeyim, askeri görüşmeler hızlanabilir. Hatta bazı ziyaretler de beklenebilir önümüzdeki haftadan itibaren. Bu noktada YPG’nin de bu anlaşmaya imza atarak artık yavaş yavaş Suriye Milli Ordusu’na entegre olacak olması o anlamda da önemli.